Cam Ocağı Vakfı

Foto Röportaj etkinliklerini paylaşmak için oluşturulmuştur.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Şahin Atar
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 363
Kayıt: 10 Kas 2020 Sal 12:24 am
Konum: Eskişehir
İletişim:

Cam Ocağı Vakfı

Mesaj gönderen Şahin Atar »

Güzel bir pazar sabahı Sarıgazi istikameti Beykoz sapağından dönerek doğal güzellikleriyle, tipik Karadeniz'i hatırlatan yeşilliklerin arasında dar, dolambaçlı bir o kadar da güzel yollarıyla, kıyısından geçtiğimiz ev ve yerleşim alanlarıyla oldukça keyifli bir yolculuktan sonra Cam Ocağı Vakfına ulaştım ve bir ilk olarak Foto Röportajımı gerçekleştirdim. Keyifli paylaşımlar dileğiyle...

Resim
İzzet Usta yaptığınız işi nasıl tarif eder nasıl açıklarsınız
İzzet Usta: Cam sanatı bence dünyanın en şeffaf, en güzel, çalıştıkça insanın kendini kendinden alan bir sanat olarak görüyorum ben böyle görmesem 35 seneye yakın bir zamandır herhalde bu işi hala devam ettiremezdim diye düşünüyorum.

Cam sanatıyla nasıl tanıştınız
İzzet Usta: Merakım şöyle oldu; aslında cam üretimine merak olarak değilde garibanlıktan, okuyamam nedeniyle ilkokulu bitirdiğimde Paşabahçe’de oturmamız vasıtasıyla Paşabahçe Şişe Cam Fabrikasının olması bizim için büyük bir avantajdı. İlkokulu bitirir bitirmez kendimizi Paşabahçe cam sanatının içinde bulduk. Burada Yusuf Görmüş diye bir ustam vardı. Kesme bülbülleri el imalatları yapan bir ustamdı. Benim en büyük buradaki etkenim de o ustayla tanışmam, direk onun yanına girmem, onunla beraber çalışmam oldu. 14 yaşımda başladığım için askere kadar 6 sene zarfında bütün camın teknikleri ustamdan öğrenmiş oldum. Askerden geldikten sonra aynı işime devam ettim. 1989’a kadar tezgah ustalığı yaptım daha önce çıraklık kademe sırasına göre keskacılık bunları sırasıyla yaptım 1989’un 6’ıncı ayıydı Paşabahçe’de ustabaşı olarak 15 senelik bir camcılık hayatından sonra göreve başladım. Diyebilirim ki Paşabahçe’nin en genç ustabaşısı olmuştum o arada herkes 25 - 30 senesini doldurur ondan sonra ustabaşı olma şansı vardı. Paşabahçe’nin en genç ustabaşısı olarak göreve başladım. Daha sonra eğitmen olarak; ustabaşı demek eğitmendir, eğiticidir, babadır, insanların dertlerini dinleyen bir insandır. Genç yaşımda bu tür vasıflara kendimi adadığım için belkide en şanslı bir cam ustası olarak düşünüyorum kendimi ve 1999’a kadar 10 sene ustabaşı olarak Paşabahçe’de görev yaptım ve sonra Paşabahçe’nin kapanması, benimde 25 senem emekliliğim dolmasıyla beraber Paşabahçe’de camın el imalatını bitirmiş olduk. Bitirdikten sonra bir sene boşta dolaştım. Boşta dolaştım derken gezmedim, başka küçük atölyelerde çalıştım. İnsan cam üretimine başladığı zaman kesinlikle kendini bundan koparamıyor. İleriki zamanlarda işi severseniz kesinlikle ondan kopamıyorsunuz. Bir sene piyasada çalıştıktan sonra Cam Ocağı Vakfı Paşabahçe’nin daha önce bizim depo fabrikamızdı burası Yılmaz Yalçınkaya tarafından satın alındı. 2002 yılında da burası komple faaliyete geçti. Cam Ocağı Vakfı olarak buranın kurucusuyum kurulmadan öncede buradaydım bütün herşeyi kendi ellerimizle yaptık diyebilirim. 2002’den hatta 2001’den beri buradayım. Burada eğitmenlik yapıyorum sıcak cam ustabaşısıyım dışardan gelen cam sanatçılarıyla bire bir çalışıyorum. Onlara asistanlık yapıyorum. Onlarla beraber ürünler, objeler yapıyorum. Onların tekniklerini öğreniyorum. Kendi tekniklerimi onlara öğretiyorum, güzel ve hoş vakit geçiriyoruz. Ayrıca hafta sonlarında iki günlük eğitimler oluyor, kurslar oluyor o iki günlük kurslarda burada eğitim veriyorum arkadaşlarımızla üretimi burada yapıyoruz. 15 günlük eğitimlere hazırlamak için 2 günlük eğitimlerini veriyoruz.

Resim
Kaç senedir bu işi yapıyorsunuz
İzzet Usta: Ben 1974’ten 2007’ye 35 seneye yakın bir zamandır bu işin içerisindeyim.

Cam Ocağı Vakfının kuruluşunda neler yaptınız
İzzet Usta: Bu fırınlar bir takım sıcak cam bölümleri kurulmadan önce ben buraya gelir giderdim. Başka yerde çalışıyordum ama buraya gelip giderdim onların beraber dizaynlarını yapardım. İlk açılışında fırından ilk camı ben aldım.

Ne kadar öğrenci mezun ettiniz
İzzet Usta : Bizde 15 günlük eğitimlerde senelik olarak söylemek gerekirse 80 – 100 gibi 100’ün üzerinde öğrencilerimizi yetiştiriyoruz. Bunlar içinde yurt içinden ve yurt dışından öğrencilerimiz var. Yabancı hocalarımızda mevcut onlarlada çalışıyoruz hafta sonları iki günlük eğitimlerimizde burada camı sevdiriyoruz, ileriye yönelik camla kaynaştırıyoruz. En azından evde kullandığı camın ne kadar değerli olduğunu anlatıyoruz öğrencilerimize onlarda evdeki camları daha itinayla kullanmaya çalışıyorlar

Resim
Cam Ocağı Vakfını Özetlemek gerekirse ne söylersiniz
İzzet Usta : Cam Ocağı Vakfı dünyanın sayılı cam sanat merkezlerinden bir tanesi. Türkiye’de de zaten tek burada sadece cam, sıcak cam değil camın her kolunu, sıcak cam, fizyon, boncuk, seramik, bütün dallarda ve güzel sanatlarda aklınıza ne gelirse burada bütün eğitimleri veriyoruz. Çok değerli cam sanatçı arkadaşlarımız veriyor bu eğitimleri. Ayrıca sadece cam öğrenmek için değil; burası Beykoz’umuzun güzel ilçemizin, Riva deresi kıyısında güzel bir tatil beldesi diye düşünüyorum. Burayı zaten sizde gördünüz etrafı ne kadar güzel, bir doğa yeşillikler içerdiğini şehirin gürültüsünden, patırtısından uzak tertemiz bir hava ve ortam içerisinde güzel bir dinlenme tesisi olarak düşünüyorum piknik alanlarımız, yüzme havuzlarımız, bir takım spor aktivite alanlarımız var hoş vakit geçirebiliyorsunuz. İçerde yatılı yurtlarımız var, beş yıldızlı otel kapasitesinde diyebilirim her türlü imkanımız var canınız sıkılmaz doğayla baş başa güzel bir tatil imkanı mevcut. Hafta sonu burada seminerler, toplantılar zaman geliyor düğünler, çok güzel etkinlikler oluyor. Burası çok farklı bir ortam bence.

Resim
Fotoğraf Sanatıyla Cam Sanatı arasında sizce bir bağlantı var mı İkincisi Fotoğraf Sanatına nasıl bakıyorsunuz.
İzzet Usta : Ben cama baktıkça çocukluğumu hatırlıyorum ilkönce çünkü ben bardağı camı sadece çay bardaklarında görürdüm çok küçük yaşta bu camın içine girmemle beraber camla, sıcak camla tanışmama rağmen çocukluğumdan buyana bu cama bir aşinalığım var benim. Camı seviyorum. Fotoğrafta zaten insanın geçmişten günümüze kadar ki hayatını gözler önüne seren bir simge olarak görüyorum. İkisini bağdaştırdığım zaman; geçmiş dönemdeki resimlerin, camla yaptığım objelerle, resimlerin koyduğum, baktığım zaman beni dinlendiriyor gerçekten geçmişe götüren anılar olarak düşünüyorum.

Resim
Son olarak eklemek istedikleriniz varmı
İzzet usta : Şöyle söyleyeyim 7’den 77’ye taki 90 yaşına kadar buraya cam öğrenmek için insanlar gelir. Gerçekten cam çok değerli bir malzeme günümüzde saydamlığıyla, şeffaflığıyla, parlaklığıyla, yani her yönden her alanda kullandığımız bir malzeme onun için bunu herkesin tanımasını istiyorum. Sıcaktan sıcak camdan korkmasınlar gelsinler, çalışsınlar, görsünler, kullanılan malzemeyi tanısınlar, ne türlü aşamalardan geçiyor, vitrinlerde, mağazalarda, orda burada görülen yahu bu ne kadar pahalı demeyecek şekilde gelip bizim çalışmamızı görürlerse camın daha ileri seviyelere gideceğine inanıyorum. Herkeze kapımız açık, herkez gelsin, herkezi öğretelim, eğitelim.
Bu Bağlamda; duygularınızı gönülden paylaşıyor çalışmalarınızda başarılar diliyoruz.

Konu ile ilgili fotoğrafları Foto Röportaj Albümü http://fototiryaki.com/thumbnails.php?album=34 adresinde görebilirsiniz.
İlgilerinden dolayı; İzzet usta, Ahmet usta, halkla ilişkilenden Canan hanım ve Cam Ocağı Vakfına teşekkür ederim.
Adres : Cam Sanat Okulu Durağı 34829 Öğümce Beykoz - İstanbul
http://www.camocagi.org

İlk çalışmam olduğundan kusur ve eksikliklerim varise mazur görülmesi dileğiyle...
Foto Röportaj Tarihi: 17 Haziran 2007
Saygılarımla...
FotoTiryaki Fotoğraf Paylaşım Sitesi ve Forumu
https://fototiryaki.com
Cevapla