Hakan Arısoy'la Kukla Sanatı Üzerine

Foto Röportaj etkinliklerini paylaşmak için oluşturulmuştur.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Şahin Atar
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 363
Kayıt: 10 Kas 2020 Sal 12:24 am
Konum: Eskişehir
İletişim:

Hakan Arısoy'la Kukla Sanatı Üzerine

Mesaj gönderen Şahin Atar »

El Emeği Göz Nuru isimli Foto Röportaj serimizin 3’sünü kukla sanatını hem zanaatıyla hemde sanatıyla bütünleştirmiş Hakan Arısoy’un atölyesinde Haziran 2008 tarihinde içinde gerçekleştirdik.

Resim
Hakan Arısoy kimdir? Bize kendinizden ve kukla sanatıyla ilgili geçmişinizden bahseder misiniz?
Hakan Arısoy 1979 Ankara doğumlu, 1998 yılında tiyatroyla başladım bu işe, aslında ilk başlamamım sebebi o sahnenin tozunu yutmam ondan sonra ağbimin de çok büyük desteğiyle kukla sanatıyla tanıştım. İlk başlarda kuklaların el ve ayakkabılarını yapıyordum onlar benden böyle bir ricada bulunmuşlardı çünkü ahşaptan yapılması gerekiyordu daha sağlıklı oluyordu. Onlarda yapamadıkları için bana söylediler bende yapmaya başladım hatta 1 yıl kadar sadece el ve ayakkabılarını yaptım onların ama hiçbir şekilde kukla yapmıyordum tabiki ilk başlarda, sonrasında bir gün bende kukla yapabilir miyim dedim ve bir kukla yapmaya başladım. Tabi ilk başta çok iyi bir kukla olmadı ama sonrasında biraz daha çok pratik yaparak, daha değişik teknikler deneyerek istediğim kuklayı yaptım ve böylelikle tek başıma başladım bu işe.

Kukla nedir? Çeşitleri nelerdir?
Kukla tahtadan, süngerden, peluşdan veya kartondan yapılan elle, iple veya sopayla hareket ettirilen bebeklere kukla denir. Onun tanımı kabaca bu şekildedir. Kukla çeşitleri el kuklası, iplik kukla, iskemle kukla ve bunun dışında sünger kuklalar gerçi onlar el kuklaları içine giriyor. Bizim bildiğimiz çok yaygın el kuklası, iplik kukla ve iskemle kukla şeklinde.

Kukla gösterilerinin çeşitleri nelerdir?
Kukla gösterileri, bazen hep Karagöz, Hacivat gösterileriyle, gölge oyunlarıyla karıştırılıyorlar. Kukla gösterileri aslında el kuklalarıyla yapılan bizim geçmişten bu güne kadar gelen, sanatsal anlamda yapılan sahnede performans sadece el kuklalarıyla yapılmış oda ibişli oyunlar. İbişli, Evrimbeyli, Tuzsuz Delibekirli oyunlar şeklinde gelmiş. İplik kuklalar 1888 yılında İngiliz bir kuklacı tarafından ilk kez Türkiye’ye getirilmiş. Burada bir performans yapmış ondan sonra Türkiye’de yaygınlaşmaya başlamış. İpli kukla kültürü esasında yok bizde. Bizim değil bildiğim kadarıyla o dışardan, batıda daha çok Avrupa’da yaygın olan bir sanat dalı ipli kuklalar. Bizde sadece el kuklaları mevcutmuş, biz el kuklalarıyla oyunlar yapıyormuşuz, hatta bazı Karagöz oyunlarının içindede el kuklaları geçtiği görülmüş geçmiş yıllarda, şu an çok fazla yapılmıyor bu uygulama. Şu an yok, sadece kuklalarla, benim kuklalarla yaptığım gösteri tamamen performans gösterisi, şov gösterisi ama bunun dışında oyunlarda yapıyorum tabi kuklayla. El kuklalarını, ipli kuklaları bir arada sahnede belli metinlerde aynı bir oyuncu gibi canlandırıp izleyenlere bu şekilde yansıtmaya çalışıyorum. Çok farklı bir yöntem ama çok etkili bir yöntem. Çünkü Avrupa’da çok yaygın bir durum bu Mesela çocukların kuklalarla iletişim kurması, ailenin söyleyipte yapmadığı bir şeyi kuklanın söylediği zaman çocuğun yapması çok büyük bir şey, bu oran ispatlanmış. O yüzden olmayan bir şeyi daha çok yaygınlaştırmaya çalışıyorum, bu yöntemi tanıtmaya çalışıyorum okullardan, üniversitelerden veya çocuk yuvalarından kukla talepleri geliyor bu da beni çok memnun ediyor. En azından yavaş yavaş bu yöntem yaygınlaşıyor İnşallah daha da profesyonel hale gelecek.
Resim
Kuklanın sanatla olan ilgisini açıklayabilir misiniz?
Sahnede olan bir olay aslında sanat olabiliyor buradaki (atölyedeki) iş zanaat şeklinde oluyor ama buna bir hareket veya bununla ilgili bir performans yaptığınız zaman bu aynı zamanda sanatla bütünleşiyor. Hatta ben değil de benim mesela çok iyi bir heykeltıraş ustam bu işi yıllarını vermiş kişi bana şöyle bir örnekte bulunmuştu; hani ben bunu yapabilirim bir kuklanın suratını yapabilirim veya bir kibrit kutusu yapabilirim veya hayal gücümü kullanarak değişik bir şey ortaya çıkartabilirim sen bunu hem yapıyorsun, hem hareket kazandırıyorsun o yüzden senin yaptığın sınıf olarak sanatın en başlarında olan bir şeydir diyerek değerlendirmişti. Sadece bunu yapmış kuklayı yapıp atölyede durmuş olsaydım veya satışını yapmış olsaydım zanaat olmuş olacaktı ama hemde canlı performanslarla bu işi sahnede de götürmeye çalıştığım için bu işin sanatına da bulaşmış oldum. Aynı şekilde de Karagöz Hacıvatta’da yapımı farklıdır ama onu sergilediğin zaman, sahnelediğin zaman sanatın içine de girmiş olursun. Değişik bir sanat dalı Türkiye’de çok yaygın olmayan bir sanat dalı İnşallah sanat camiasına bir katkısı oluyordur.

Yaptığınız sanat dalını tarif etmek gerekirse ip kukla sanatımı yoksa sadece kukla sanatımı demek gerekir?
Kukla sanatı aslında. Çünkü hepsini kapsıyor. Sadece ipli değil bütün çeşitleri yapıyorum, yapmaya çalışıyorum. Yaparken de zaten daha farklı çeşitlerde keşfedebiliyorum. Herşeyi bir kukla olarak görebilirsiniz aslında. Kuklanın amacı izleyenleri eylendirmek veya birşeyler öğretmek ise herşey kukla olabilir bana göre. Ben daha çok ipli kuklalar yapıp onlarla performans veya onlarla oyun yapmayı düşünüyorum ve bu güne kadar da hep öyle yapmaya çalıştım. Ama Batı’da özellikle çeşitli ağzı gözü oynayan kuklalar var vantrolog kuklalar, onlar oynatıcı kişi tarafından konuşturulup sadece o kuklayla, tek kuklayla performans yapıyorlar. Bir saat onlar beni çok etkiliyor o kuklaları da yapıyorum. İnşallah ileride yeterli eğitimimi aldıktan sonra bu işle alakalı onu da yapmaya çalışacağım ama Türkiye’de yapmak birazcık zor heleki gişe açarak. İnsanların çok yabancı olduğu bir şey ama ileriki yıllarda İnşallah deneyip belki bununla da bu sanata bir katkı sağlayabilirim diye düşünüyorum.

Resim
Kukla sanatının geçmişinden bahseder misiniz?
Kukla sanatı 17. yüzyılda Orta Asya’da çok yaygın bir şekilde kullanılan bir sanat dalı imiş fakat isimleri değişikmiş kolkorçak şeklinde isimleri varmış. Sonra göçler sırasında Anadolu’ya getirilmiş o dönem sonrasında Anadolu’dan da bizim yaşadığımız bu zamana kadar ulaşmış bu sanat dalı. İlk başlarda tarihi böyle. Sadece göçler sırasında Anadolu’ya getirildiği söyleniyor ama hiç birisi kesin değil, net değil sadece varsayılıyor. Genel olarak böyle bir bilgi var çok fazla uzun bir geçmişi yok aslında.

Kukla gösterilerinin yurt dışından Türkiye’ye geldiğinde bu işi yapan öncü isimlerimi var mıydı?
Kuklacılık aslında; bir usta bugüne kadar sadece kuklacılık yaparak geçimini sağlamamış. Geçmişte araştırdığım zaman şu an şimdiki kariyer ustalarıyla konuştuğum zaman hep böyle bir sonuç çıkıyor. Sadece Karagözcü ama kukla da yapıyor veya çok iyi Ortaoyuncu ama kuklaları da var hep böyle olmuş. Tiyatrosu var bir ustanın ama kuklaları da var birkaç tane ama sadece kuklalarla geçimini sağlayan ve geleneği yaşatmak için uğraşan çok fazla hatta kimseyi görmedim. Sadece karışık karma işler yaparak gelmişler. Bildiğim kadarıyla bu işle en çok Nevzat Açıkgöz ilgilenmiş onun çok büyük kukla kolleksiyonları da var aynı zamanda çok güzel oyunlar yapmış Talat Dumanlı var eski ustalarda Hali Poyrazoğlu var birde bunun dışında da çok bildiğim yok. Onun dışındakiler zaten hep Karagözcüler asıl meslekleri Karagöz ama kuklalarla da bazı oyunlar sergilemişler onlara ben kuklacı diye bakmıyorum. Karagöz’de bir kukla aslında ama o bir gölge oyunu şeklinde olduğu için iki boyutlu üç boyutlu olmadığı için tam anlamıyla benim mesleğimle bağdaşlaştırmıyorum. O farklı bir sanat dalı benimki farklı bir sanat dalı.

Kukla kültürümüze nasıl girmiştir?
Zor bir soru bildiğim sadece Orta Asya’dan göçler sırasında Anadolu’ya getirilmiş olması. Bizim kültürümüze bu şekilde girmiş diye biliyorum bu şekilde bize miras kalmış.

Hacıvatla Karagöz’den daha öncesi var mıymış? yoksa Hacıvat’la Karagöz bir başlangıç mı olmuş?
Hacıvat ve Karagöz’ün daha eski olduğunu söylüyorlar kuklaya göre ama bir takım bu işin araştırmasını yapan kişiler de aynı döneme denk geldiğini söylüyorlar. Kesin net bir bilgi yok, hepsi varsayım. Bizde belki böyledir diye gelmiş bu zamana kadar çok net bir şey olmadığı için çok net cevap veremiyorum o yüzden ben hep şimdiye bakıyorum.

Resim
Bize miras kalan Karagöz ve Hacivat gölge oyunları hakkındaki düşünceleriniz nelerdir?
Karagöz, Hacivat ve kukla gösterileri Anadolu’daki insanların o zamanlar tek eğlencesi oymuş, insanların başka eğlence tarzları yokmuş, farklı bir şey yokmuş. O yüzden Karagöz ve Hacıvat Kukla oyunu özellikle Karagöz oyunları kahvelerde daha çok yapılırmış, bazı akşamlar dışarlarda yapılırmış ve izleyen kitle de daha çok büyüklermiş, arada çocuklarda varmış tabiki. O zamanlar insanların tek eğlencesiymiş ama şu an tabiyki öyle değil insanların bir çok eğlence tarzı var insanların eğlence tarzı değişti. Sadece biz şu an tüketen bir milletiz bana göre sadece tüketiyoruz. Tükettiğimiz için neyle çıkarsanız çıkın Karagöz’ü ne şekilde insanlara sunarsanız sunun sizden daha güçlü eğlence anlayışları ortaya çıkabiliyor sizin çok fazla şansınız yokmuş gibi, bizim aslında çok fazla şansımız yok. Ben bu işi çok para kazanayım, çok zengin olayım diye yapmadığım için beni çok fazla etkilemiyor, daha çok izleyen kişileri eğlendirmek için bu işi yaptığım içinde bugüne kadar da hiç yakınmadım insanların ilgisi yok, kimse bize bakmıyor veya kimse bizim haberimizi yapmıyor, veya kimse bizi davet etmiyor diye yakınmalarım olmadı. Çok şükür bugüne kadar nereye gittiysem oradan iki tane üç tane iş alıp tekrar tekrar gittim bugüne kadar ama bu şöyle oluyor; bizim ustaların çok yanlışları var konuyla alakalı çünkü çok fazla yaygın olmayan bir sanat dalını icra ediyorlar bu sanat dalını yaparken de maddi çok fazla beklentileri olduğundan dolayı davet edilen kişilerin hepsi, davet edilen kişilerin çoğu ustaların isteklerine cevap veremiyorlar maalesef. Benim çalışma sistemim, bu sanatı yaşatayım, hem kendim mutlu olayım, hemde insanları bu sanat yoluyla tanıştırayım maksadıyla başladığım için beni davet eden herkese gidiyorum, heryere gidiyorum. Bazıları ücretsiz oluyor, bazıları ücretli oluyor. Bu benim için şu an önemli değil, ben bu mesleği yaşatmak istiyorum, bu mesleği herkese göstertmek istiyorum ve bu yüzden de her etkinlikte olmak istiyorum. Böylelikle hem siz tanınıyorsunuz, sizinle beraber bu sanat tanınıyor aynı zamanda bu işe daha da çok saygı gösteren oluyor. Yapılacak şeyler arasında bence sanatı yaşatmak istiyorlarsa bu işle uğraşan kişileri özellikle mesela Ramazan aylarında yapılan ticari çirkinliklere son vermeleri lazım. Çünkü ramazan ayı çok iyi bir rant bu işle uğraşanlar için hatta mesela İstanbul’da şu an için beş tane ustamız var Karagöz’le uğraşan ama geçenlerde bir araştırma yapılmış dokuzyüz tane kişi çıkmış Karagözle uğraşan resmi olmayan kayıtlarda böyle kişiler var. Ama bunlar sadece bu işi yapmak için, sadece para kazanmak için yaptıkları için maalesef bu işi çok iyi şekilde yapan kişilere de engel oluyorlar. Onlar ne kadar bu işi güzelce yapsa dahi onların yapılan iyi şeylere kötü oyunlar yaparak engel oluyorlar bana göre İnşallah bu da düzelir hayırlısı olur.

Kültürümüzle birlikte bugünlere kadar gelmiş olan Karagöz ve Hacivat gösterileri yurtdışında yeteri kadar biliniyor mu? Bu kültürü sahiplenen ülkeler var mı?
Maalesef tabi biz kendi içimizde yaşatamadığımız için ülkelere de duyurma şansımız çok fazla değil. Eskiden bir çok festivallere ve etkinliklere davet edilirmiş bizim ülkemiz ve bizim ülkemizdeki ustalar sağolsunlar zamanında çok temsiller yapmışlar bu işle ilgili, sanatı tanıtmakla ilgili ama şu ana bakarsanız şu an böyle bir şey yok. Şu an durmuş bir şekilde hiçbir etkinliği Karagözle ilgili veya kuklayla ilgili kişiler katılmıyor. Sadece kişilerin kendi çabalarıyla bazı festivallere katıldığını biliyorum onun dışında devletin ön ayak olupta yaptığı bir şey yok benim bildiğim. Tanıtım çok önemli eğer tanıtmazsanız başka ülkeler sahip çıkar sizin sanatınıza ki Yunanistan’da sahip çıktı zaten Karagöz sanatına. Karagöz ve kukla sanatı hemen hemen birbirine yakın olduğu için Karagözden bahsediyorum kuklanın çok fazla geçmişi olmadığı için Karagöz biraz daha köklü olduğu için Yunanlılar bu sanat bizimdir dediler ve bunla ilgili patent başvurusunda bulundular. Bu sanatı bizden almak için hatta Olimpiyatın açılışını Karagöz Hacivat gösterisiyle yaptılar bunu bütün dünyaya duyurdular bu sanat bizimdir diye tabi sonrasında bu sanatın bizim olduğunu ispatladık. O da tesadüf üzerine mi oldu artık bildiğim kadarıyla iki tane Yunanlı gazetecilerden bir tanesi bir tartışmaya giriyor diğer gazeteciye Karagöz diye hakaret ediyor ona o da dava açıyor bana Karagöz diye hakaret etti davada şu şekilde sonuçlanıyor. Karagöz bir Türk gölge oyunudur bu hakaret sayılmaz o yüzden redediyorlar ve bu şekilde de biz bizim olduğumuzu ispatlamış oluyoruz bir şekilde buda kayıtlara geçiyor. Kültür Bakanlığı’da bununla ilgili çalışmalar yapıyor ve Karagöz sanatını vermiyoruz kimseye bir çok sanat gibi. Ama tanıtım yönünden de şu an için yapmamız gereken bir çok şey var yapılmıyor maalesef.

Kukla gösterilerinin popüler olduğu dönemler nelerdir? Şu anki beğenisi hakkındaki düşünceleriniz?
17. yüzyıldan sonra göçler sırasında Anadolu’ya getiriliyor. O dönemler çok popüler bir sanat dalı Karagöz ve kukla sanatı ikisi beraber gidiyor çünkü hep o zamanlar bir numara onlarmış. Şimdiye baktığınız zaman bu çok gerilerde ama bu da şundan kaynaklanıyor çok fazla yapan kişi yok, birde az önce söylediğim gibi yapan kişilerin beklentilerinin çok fazla olmasından dolayı kişiler davet edemiyorlar bu yapan kişileri beklentileri çok olduğundan dolayı o yüzden de çok fazla gözükmüyor. Mesela bana bir çok kişi diyor ki bu işi yapan kişiler var mı halen. Ama mesela bu sene veya ondan önceki sene çok şükür böyle bir durum yok artık tanınıyorsun, seni görüyorlar veya senin yaptığın işi biliyorlar bu sanatın bir şekilde yaşadığını biliyorlar tabi bu internetin de çok faydası var bu işte. Hakkıyla yapan çok kişi var bu işi İnşallah daha da çoğalacağız diye düşünüyorum.

Resim
Yurt dışında kukla gösterileri yapılıyor mu? Yapılıyorsa ülkemizdeki kukla gösterilerinden farkları ve özellikleri nelerdir?
Yurt dışında bu iş çok farklı profesyonelce yapılıyor. Devletin çok büyük desteği var, devletin kukla tiyatroları var zaten. Tiyatrolarda bizim Devlet Tiyatrosu Genel Müdürlüğü kadar kukla tiyatrosu var hemen hemen Avrupa ülkelerinin çoğunda bu var ve personel sayıları 70-80 kişiye ulaşıyor o yüzden hem devletin kurumu, devletin bünyesinde, hemde özel şekilde çok yaygın bir sanat dalı kukla sanatı. Az önce dediğim gibi eğitim açısından çok önemli olan bir sanat, araç aslında kukla sanatı. Kukla sanatı içinde de tabi tiyatrolar yapılıyor aynı bizim burada yapılan profesyonel büyük oyunlar gibi onlarda tiyatrolar, operalar yapılıyor tabi bunlar çok büyük ekiplerle ve çok kaliteli kişilerle yapılıyor bunlar destek sayesinde oluyor, destek olmadığı sürece maalesef olmaz. Buna paralel olarak Türkiye’de yok şu anda öyle bir durum yapan kişiler daha çok can çekişiyorlar aslında, kendime can çekişiyor diyemem çok şükür ben iyiyim, mutluyum sonuçta sevdiğim işi yapıyorum, para kazansamda, kazanmasam da bu işi yaparım veya dünyaya tekrar gelsem yine bu işi yaparım çünkü benim için para kazanma aracı değil kuklalar sadece mutlu olduğum için bu atölyede vakit geçiriyorum veya dışarda gösteri yapıyorum. O yüzden ülkeler arasında Türkiye dışındaki ülkeleri kıyaslarsak biz sonuncu olabiliriz, eksilerde bile olabiliriz bu iş anlamında.

Avrupa’da bu işi yapan ve önde gelen ülkeler hangisidir?
Çekoslovakya Prag var özellikle Prag dünyaca ünlü bu işte, bir çok yerinde kukla atölyeleri var, tiyatrolar var her yerde hemen hemen heryerde tiyatrolar çoğu kukla tiyatrosu yaptığı için insanları çekmek için promosyonlar yapılıyor, oyunun baş karakterinin kuklaları genel izleyicilere hediye ediliyor. Bu kadar yaygın ve artık çok büyük bir rekabet var Prag’ta özellikle. Ondan sonra gelen ülke Fransa, Amerika, Çin, Rusya bu şekilde devam ediyor. Bir çok ülkede var hemen hemen hatta geçtiğimiz aylarda bir konferansa katıldım Afrika’da bu işi bizim geleneksel Türk tiyatrosunun köy seyirlik oyunları vardır aynı onlarında köy seyirlik oyunları var onlarında kukla üzerine ve bir çok teknikle halen yapıyorlar. Afrika’da bile bu güzel bir şey onlarda kendi imkanlarıyla güzel bir şeyler yapmaya çalışıyorlar. Ama en geri kalmış ülke bu sanat dalında biziz maalesef.

Yurt içi veya yurt dışında kukla sanatı hakkında yeteri kadar organizasyon ve tanıtım yapılıyor mu?
Şöyle diyeyim. Kendi açımdan değerlendirirsem mesela yurt dışında çok etkinliğe katılıyorum ama bu dediğim gibi kendi çabalarımızla oluyor, kendi görüşmelerimiz, bağlantılarımızla oluyor bugüne kadar 7 tane ülkeye gittim. Bazılarına iki kere, üç kere gidip geldim. Bu işle alakalı güzel bir gelişme eğer işi hakkıyla, samimiyetle ve dürüst bir şekilde yaparsanız siz davet de edilebilirsiniz, para da kazanabilirsiniz haliyle ikisi de olabilir. Önemli olan hani herşeyi Bakanlığa yüklememek gerekiyor. Çünkü Bakanlığın uğraştığı bir çok iş var görevleri olsa dahi kişilerin kendilerinin de yapabileceği şeyler var ki ben yaptım zamanında. Yapıyorumda zaten görüşmelerim oluyor mesela iki gün önce bir mail geldi Kasım ayında bir festivale Amerika’ya davet ediyorlar tekrar ki bu festivale geçen sene de gitmiştim. Şimdi beğendikleri için tekrar çağırıyorlar sağolsunlar şimdi bu benim kişisel çabamla olmuş bir şey o yüzden sadece devlet yardım etsin biz şöyle yaparız böyle yaparız demekle olmuyor. İnsanların da, bu işi yapan kişilerinde birazcık mücadele etmeleri gerekiyor ki bu sanat birbirleriyle bir noktaya gelsin.

Ülkemizde yapılan kukla sanatı etkinliklerini yeterli buluyor musunuz?
Aslında kukla sanatıyla ilgili yapılan çok fazla etkinlik yok. Tamamiyle Karagöz ve kuklayla ilgili sadece ÜNİMA diye bir kuruluş var benimde bağlı olduğum bir kuruluş Uluslararası dünyadaki bütün kukla ve Karagözcülerin bağlı olduğu bir kuruluş Uluslararası Kukla ve Gölge oyunları birliğinin yapmış olduğu festivaller var. Bu festivallere de bazen Bakanlık, bazen Başbakanlık tanıtma fonu veya bunun dışında belediyeler destek oluyorlar en sonuncusunu Çanakkale’de gerçekleştirdik. Mayıs ayında 8. Uluslararası kukla gölge oyunları festivalini bunun dışında kuklayla alakalı bir şey olduğunu zannetmiyorum, bu işle uğraştığım için duymuyorum.

Kukla sanatının gelişmesi, çocuklara sevdirilmesi, daha fazla kesimlere ulaştırılması ve kukla sanatı gösterilerinin izleyicileri açısından daha bilinçli bir hale getirilmesi için neler yapılmalıdır? Kukla sanatı hakkındaki temennileriniz nelerdir?
Bununla ilgili bir çok şey yapılabilir. Tek kelime ile izah etmek açıklamak gerekirse sadece çalışmak gerekir. Bu işi hem hakkıyla yapıp hemde hakkıyla bildiğini başkalarına aktararak, bu işi yapan kişilerin sayısını çoğaltarak, birde çok fazla konuşmadan çalışarak, yakınmadan çalışarak olabilecek bir şey. Eğer siz kendinize bir yol çizip bu yol üzerinde hiçbir yere sapmadan ilerlerseniz amacınıza ulaşabilirsiniz. Ama bu iş içinde başka işlerde bazı fesad düşüncelerde ortaya koyup o işle sürmeye çalışırsanız bu tekneyi o tekneniz batar bir gün. Bir çok kişiye ulaşmak için herşeyi yapabilirsiniz. Bununla ilgili mesela en küçük örnek boş zamanımın çoğunu Çocuk Esirgeme Kurumlarında geçiririm oradaki çocukları eğlendirmek, onları mutlu etmek için giderim onlara. Misal bunu yapmayadabilirim ama onu yapmak hem beni mutlu ediyor hem oradaki çocukları mutlu ediyor. Böylelikle en azından o çocuklar, hiç tiyatroya gitmeyen çocuklar en azından benim ve benim kuklalarımın vesilesiyle hem etkinlik izlemiş oluyorlar hemde kuklaları daha çok yakından tanımış oluyorlar sadece geçen sene İl Sosyal Hizmetlerine bağlı kuruluşlarda 83 tane gösteri yaptım ve bunların hepsi ücretsiz. Bunu maddi anlamda yazmaya kalksanız aslında bana çok fazla bir masrafı oldu bu gösterilerin gittim geldim Ankara’nın her yerinde var ve heryerine tek tek gittim. Ama sadece yapmayıp sanatı aktarmak, yaşatmak, kimseyi ayırtetmeksizin herkese ulaşmak lazım bunun güzelliğini sonraki yıllarda zaten bulacağınıza inanıyorum, ben yaşıyorum, yaşadığım için anlatıyorum, benim hiç umursamadığım çok şükür bugüne kadar herkesi umursayarak gittim, bütün davetlere katıldım, bunun neticesinde daha sonralarda hep karşıma çıkan değişik makamlarda insanlar çıktı karşıma ve beni daha önce izlemiş olduklarını söylediler, tanıdıklarını söylediler bu da benim artılarım, ücretli ücretsiz yaptığım gösterilerdi, öyle güzel şeylerle karşılaşıyorum. İnşallah bu çizgiden sapmadan böyle devam edeceğim.

Yaptığınız uğraştan bahsederken hem sanat tarafı hemde zanaat tarafı var demiştiniz. Zanaatınız olan kukla yapımının başlangıcından bitimine kadar hangi aşamalardan geçerek son halini veriyorsunuz?
Kuklayı bir çok malzemeden yapabilirsiniz. Yapılan teknikler mesela hamur, kitre onun dışında sünger veya plastik malzemelerden kuklaların ellerini, ayakkabılarını, suratlarını veya gövdelerini yapabilirsiniz. Ben ilk başta hamurla başlamıştım. Tabi ahşaptan çalışmak benim için çok zordu ama tek isteğim ahşaptan yapmak, ağaçlarla çalışıp bir kukla yapmaktı. Bu mesleğe başladıktan 4 sene sonra ben bu isteğime kavuştum ve ahşaptan yapmaya başladım şimdi de genelde kuklalarımı ahşaptan yapıyorum. Bunun için çeşitli ağaçlar kullanabilirsiniz aslında daha çok şu an ıhlamur ağacı ve gürgen ağacı kullanıyorum. Özellikle surat ve el işlemelerinde, gövdelerde çam, kavak ağacı kullanıyorum hemen hemen her ağaç çeşidini bir kuklada birleştirebiliyorum. Çünkü bazı yerlerin hafif olması, bazı yerlerin sağlam ve sert olması gerekiyor o yüzden. Aşamaları şöyle sıralayabilirim; bir kuklanın en zor kısmı surat kısmıdır. İlk önce ne kuklası yapacağınıza karar verip sonrasında bunun çizimini yapıp tezgahta yapmaya çalışmak gerekiyor. Aslında böyle başlamıştım ama şu an düşünüyorum, kafamda bitiriyorum. Tezgaha oturduktan sonra çok fazla bir şey kalmıyor. Bunu oturduktan sonra düşünerek yapmıyorum zaten bitmiş bir şey, sadece bu ağacı yontarak hızlı bir şekilde yapıyorum böyle bir yöntem kullanıyorum bu benim için daha kolay oluyor. Bazen de çok zor suratlar ve eller olduğu zaman bunun kilden modelini çıkartıyorum çamurla çalışıp onu kumpasla ölçerek ağacı yontuyorum bu da kolay bir yöntem olarak geliyor bana. Surat kısmını bitirdikten sonra el ve ayakkabı kısmını yapıyorsunuz kuklanın karakterine göre ondan sonra gövdesini yapıp elbise dikimine geçiyorsunuz, elbisesini bitirdikten sonra geriye kalan oynatım tahtasını yapmanız sonrada iplerini bağlayıp onu benim deyimimle canlandırmanız kalıyor geriye en keyifli kısmıda zaten o. Hani bir kütükken kütüğü alıp o hale getiriyorsunuz, o hale getirip ona hareket kazandırıp vede bunu insanların hoşuna giden bir hale getirmeniz sizi daha da kamçılıyor yapan kişiyi özellikle, beni kamçılıyor ve daha da ilginç, daha güzel, daha değişik tekniklerle hem bu sanatı yapıp hemde mesleğimi iyi bir şekilde icra etmeye çalışıyorum. İsteyen herkesin yapabileceği bir şey bu sadece biraz sabır etmek gerekiyor. Her işte olduğu gibi sabırlı olmak neticesinde de iyi sonuçlar elde edebileceğinizi düşünüyorum çünkü ben o yöntemi uyguladım ve başarılı olmaya çalışıyorum deyim. Benimde bir çok eksiğim var bu güne kadar bir çok kukla yaptım ama halen eksiklerim olduğunu düşünüyorum. Anti parantez şu an ben tek çalışıyorum atölyede bunun hem iyi tarafları hemde kötü tarafları var aslında bu iş ekiple yapılmış olsa aynı yurt dışındaki gibi daha güzel şeyler ortaya çıkar. Ama herkesin büyük bir sabır ve özveri göstererek yapabileceği bir şey olmadığını düşünüyorum. Benim yanımda çalışacak kişileri ben bulamam onlar beni bir gün bulacak diyorum, onlar bana gelecekler, ilanla felan bulamayacağımı düşünüyorum artık bunun öncesinde tecrübeleri yaşadığım için şimdilik tek çalışıyorum böyle de mutluyum. İnşallah ilerde ekiple hem bu işi daha üst hakettiği konuma getiririz hemde ülkemiz açısından da bu işi yurtdışındaki kuklacılara karşı bizde sesimizi duyururuz artık İnşallah. Tabi bu zamanla olacak bir şey İnşallah’ta olur.

Kuklaların yapım aşamasında onların karakterlerini (şekillerini), tiplemeleri nasıl tasarlayıp yapıyorsunuz?
Eğer bir oyun içinse yapacağım kukla oyundaki karakterleri düşünerek tasarlıyorum. İlk önce onlara bir isim veriyorum ondan sonra o karakteri oyun metnindeki nasıl replikleri varsa ona göre bir karakter tasarlayıp sonrasında onu çizmeden direk yaparak onu resmediyorum şu an için böyle çalışıyorum. Daha önce çiziyordum, elbisesine kadar herşeyini çiziyordum şimdiki yöntem biraz daha bana göre kolay geliyor birde daha çok zaman harcıyorum. O yüzden şu an böyle yapıyorum ama onun da tabiki kötü tarafları belki vardır önceden dosyalarca kukla resimlerim, çizimlerim vardı şu an öyle bir birikim olmuyor. Sadece benim zihnimde kalıyor ben öldüğüm zamanda belki onlarda ölmüş olacak ama en azından kuklalar var ben öldükten sonra kuklalara bakarak yapılabilir.

Son olarak konuyla alakalı eklemek veya söylemek istediğiniz düşüncelerinizi varsa öğrenebilir miyiz?
Ben bu sanatla alakalı İnşallah son nefesime kadar elimden gelen herşeyi yapacağım bu işi yapmak beni çok mutlu ediyor, gurur veriyor sizde eksik olmayın önem gösterip atölyemi ziyaret ettiniz, geldiniz, vaktinizi ayırdınız onun için size çok çok teşekkür ediyorum İnşallah ileriki yıllarda nice nice sohbetler ederiz daha kalabalık bir ekiple İnşallah tekrar görüşürüz diyorum sağolun.

Güzel temennileriniz ve FotoEtkinlik adına teşekkür ediyorum. Vaktinizi ayırdığınız, bilgi ve düşüncelerinizi paylaştığınız, kukla sanatını tanımamıza imkanı verdiğiniz ve kukla sanatıyla ilgili bilmediğimiz konuları açıkladığınız için teşekkür eder çalışma ve başarılarınızın devamını dilerim.

Serinin fotoğrafları için lütfen https://fototiryaki.com/thumbnails.php?album=34 linkini ziyaret ediniz.
Foto Röportaj tarihi: 24 Haziran 2008
Saygılarımla...
FotoTiryaki Fotoğraf Paylaşım Sitesi ve Forumu
https://fototiryaki.com
Cevapla