Fethi İzan ile Kamera Arkası : Balıklı Menü

Geniş bir zaman diliminde; Analog fotoğraftan, günümüzde kullanılan Dijital tekniklere ve Gelecekte fotoğrafın değişim ve gelişimiyle birlikte ortaya çıkan yenilikleri paylaşmak için hazırlanmıştır.
Cevapla
Kullanıcı avatarı
Şahin Atar
Mesaj Panosu Yöneticisi
Mesajlar: 363
Kayıt: 10 Kas 2020 Sal 12:24 am
Konum: Eskişehir
İletişim:

Fethi İzan ile Kamera Arkası : Balıklı Menü

Mesaj gönderen Şahin Atar »

Bazı fotograf projeleri, daha taslak aşamasında beni çok heyecanlandırır. Kendi kendime “Bunu mutlaka ben çekmeliyim.” dedirten böyle işlerin sayısı çok fazla değildir. Bu projede, reklamı yaratan ekibin konuya zekice yaklaşımı sonucunda, oluşacak fotografın bir ürün fotografı ötesinde sanatsal bir dil oluşturması da, heyecanlanmamda büyük etkendir.
Burger King’in yeni ürünü balıklı menü için hazırlanan taslak, Alfred Hitchcock’un “Kuşlar” filmine gönderme yapılan, insanların gözünde daha önceden oluşmuş bir görüntünün yeni çıkan “Balıklı Menü”ye uyarlanmış haliydi. Bu tür tasarımlar reklamlar için zaman zaman kullanılmıştır, uygun ürünlerde her zaman iyi sonuçlar vermiştir. Bitmiş fotografı gozümün önüne getirdiğimde, bir an önce işe başlayıp bitirmek arzusundaydım.
Bu fotografın en büyük sorunu tek bir çekimde halledilemeyecek bir iş olmasıydı. İyi bir planlamayla önce mekan bulunup uygun havada fotografı çekilecek, sonrada martılar çekilip, daha önce yapılan çekim üzerine Dijital İllustrasyonla yerleştirilerek tasarlanan fotograf oluşturulacaktı.
Etrafında yapı olmayan tek katlı Burger King restaurantının İzmit civarında TEM otoyolu üzerinde olduğunu öğrendik. Daha önceki bir iş deneyimimden Kemerburgaz yolu üzerindeki çöplükte bol miktarda martı bulunacağını biliyordum.
Havanın kapalı ve hafif yağışlı olduğu bir gün yola çıkıp önce Kemerburgaz’da martıları çekmeyi, öğleden sonrada İzmit yakınlarında restaurantı çekmeyi tasarladık. Kemerburgaz çöplüğünün bulunduğu yere varınca işimizin çok kolay olmadığını anladım. Çünkü çöplük yerinde yoktu. Çöplüğün bulunduğu yerdeki görevlilerden, İSTOÇ adlı kurum tarafından İstanbul’daki çöplüklerin rehabilite edilmiş olduğunu öğrendik. Çöplerin üstü kapatılıp gaz elde ediliyor ve yakındaki bir arıtma ünitesi tarafından bazı maddeler geri kazanılıyordu. Bu istanbul için sevindirici ama bizim martı fotografı için üzücü bir haberdi.
Yine bir iş deneyimimden Yenikapı balık halinin de sabah erken saatlerde bolca martı akınına uğradığını hatırladım. O çekimi bir başka güne bırakıp İzmit’e doğru yola çıktık. İzmit’teki restaurant tam istediğimiz gibiydi, hava da yeterince kasvetli, tek eksik yerlerin kuru olmasıydı.

Resim

Resim

Resim

Resim

Yandaki benzin istasyonunun sulama hortumuyla yerleri de ıslattıktan sonra istediğimiz çekimi gerçekleştirdik. Burger King’in logolu direği restaurantın yanında değildi, otoyola yakın olan direğin fotografı da daha sonra dijital yolla birleştirilmek üzere çekildi.

Resim

Resim

Ertesi gün sabah erkenden balık halinin yolunu tuttuk. Balık hali sabah balık almaya gelen satıcılarla doluydu. Martılar dağınık bir halde uçuşuyordu, kuşları bir araya toplamanın tek yolunun onları beslemek olacağını düşünüp 2-3 kasa en ucuzundan balık alıp, balık halinin yan tarafındaki park yerindeki boşluğu gözümüze kestirip mevzilendik. Fotoğraf makinesini bir sehpa üzerine monte edip Firewire kabloyla araba içindeki dizüstü bilgisayara bağladık. Kamera önüne döktüğümüz balıklara yüzlerce martı üşüştü. Fotograf makinesinin digital olması ve çektiğimiz görüntüyü anında ekranda görmemiz işimizi oldukça kolaylaştırdı. Sonuçta oldukça fazla martı fotografı çekmeyi başardık.

Resim

Resim

Resim

Resim

Resim

Fotograflara bakınca uçan tek tek ve yere konmuş martılara daha ihtiyacımız olduğu ortaya çıktı. Bunun içinde şehir hatları vapuruyla, Karaköy-Kadıköy seferi ve bolca simite ihtiyaç vardı.

Resim

Resim

Resim

Resim

Son olarak yakın plana konulacak bir martı ile restaurantın arkasına derinlik hissi vermesi için dağ görüntüsüne ihtiyaç vardı. Birden aklıma kızım Naz’ın doğumunun ertesi günü hastane penceresine gelip bize bolca poz veren, ismini Martı kitabının kahramanı Jonathon Livingstone’a öykünerek “Canıtın” koyduğumuz martının fotografları geldi.

Resim

Dağ görüntüsü içinse, yine önceden cekilmiş dağları bulmak zor olmadı.

Bu çekimin en önemli yanı bu görüntüleri bir araya getirmekti. Digital illustrayonu, bu işin tasarımını yapan Onur Aynagöz’ün yapacak olması beni oldukça rahatlattı. Çünkü Onur’a işi yeniden anlatmak gerekmiyordu ve bu işin ruhunu hiç kimse onun kadar iyi veremezdi. Birkaç gecesine mal oldu fakat sonuçta iyi bir iş ortaya çıkmış, yorucu fakat keyifli bir iş tam istediğimiz gibi sonuçlanmıştı. Bütün Canıtın Livingston’lara teşekkürlerimle…

Resim

Fethi İZAN
http://www.fethiizan.com/
Saygılarımla...
FotoTiryaki Fotoğraf Paylaşım Sitesi ve Forumu
https://fototiryaki.com
Cevapla